D VİTAMİNİ TAKVİYESİ
Güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmadan, hastalıklarla savaşan ve yorgunluğu geçiren D Vitamininden nasıl daha fazla alabileceğini öğrenmen gerek.
Birkaç yıl öncesine kadar kemiklerin
yapılanmasını sağlayan kalsiyumun en yakın dostu olarak görülen ve onun kana
karışmasına sonra da iskelete işlemesinde yardımda bulunan bu besin ikincil bir
öneme sahipti. C Vitaminine söyleyecek bir lafım yok ama yeni araştırmalara
göre esas kahraman D Vitamini gibi gözüküyor. Uzmanlar bu besin tarafından
düzenlenen 2.600 farklı geni (kabaca insan genomunun altıda birini) çözümlemiş.
Yani bedenindeki hemen hemen her şey ona bağlı.
Boston Üniversitesi Tıp Merkezi’nde D Vitamini,
deri ve kemik üzerine araştırmaların yapıldığı laboratuarların yöneticisi
Michael F. Holick, “Hücre ölümü, çoğalması, insülin üretimi hatta bağışıklık
sistemi bundan etkilenir” diyor.
Anlamı: Yeteri kadar D Vitamini
almadığında bedenin performansı potansiyelinin çok altına düşer. Fark etmemiş
veya durumunu normal olarak kabul etmiş olabilirsin ama büyük ihtimal çoğu
insan gibi sen de gerektiği kadarını almıyorsun. Vücudunun işlevlerini en iyi
şekilde yerine getirebilmesi için D Vitamini şart. İşte onun hakkında bilmen
gerekenler.
D
Vitamini nerededir?
Sadece yiyeceklerden D Vitamini ihtiyacını sağlamak zordur. Aşağıdaki besinler bu konuda en iyi olanlar:
Somon 105 gram
Uskumru 105 gram
Ton 90 gram
Portakal suyu 240 gram
Süt 240 gram
Margarin 1 yemek kaşığı
Yumurta 1 tane
Uskumru 105 gram
Ton 90 gram
Portakal suyu 240 gram
Süt 240 gram
Margarin 1 yemek kaşığı
Yumurta 1 tane
Takımın
en sevilen oyuncusu
D Vitamini hakkında en çok sevilen şey, birçok sağlık konusuyla ilintili olmasıdır. Geçtiğimiz senelerde yapılan çalışmalarda ortaya çıkarıldığı gibi bu vitaminin eksikliği; depresyon, kalp hastalıkları, hamilelikte sıkıntılar, doğum hasarları, deri ve diğer kanser türleri ve MS hastalığı gibi sorunların en etkili nedenleri arasında yer alıyor.
D Vitamini hakkında en çok sevilen şey, birçok sağlık konusuyla ilintili olmasıdır. Geçtiğimiz senelerde yapılan çalışmalarda ortaya çıkarıldığı gibi bu vitaminin eksikliği; depresyon, kalp hastalıkları, hamilelikte sıkıntılar, doğum hasarları, deri ve diğer kanser türleri ve MS hastalığı gibi sorunların en etkili nedenleri arasında yer alıyor.
Yukarıda saydıklarım arasında şikâyet
ettiğin hiçbir şey yoksa bile doktorlar daha fazla D Vitamini almanı
önerebilir. Holick, “Birçok hastam D Vitamini değerlerini yükselttikten sonra
belirgin bir şekilde kendilerini daha iyi hissettiklerini ifade etti” diyor.
Harvard School of Public Health de dahil olmak üzere oldukça fazla sayıda
uzman, hükümete, yetişkinlerin günlük D Vitamini alımını 200IU’dan en az 1000IU
değerine çıkarılması gerektiği konusunda uyarılar yapması gerektiğini tavsiye
ediyor.
D
konusunda neden yetersiziz?
Archives of International Medicine’da yayımlanmış bir rapora göre Amerikalılar’ın yüzde 77’si gerektiği kadar D Vitamini almıyor.
Archives of International Medicine’da yayımlanmış bir rapora göre Amerikalılar’ın yüzde 77’si gerektiği kadar D Vitamini almıyor.
Peki, D Vitamini vücut tarafından
üretilen ender vitaminlerden biri olmasına rağmen bunun nedeni nedir? Güneş
ışığı, deride doğal olarak bulunan kolesterol benzeri bir maddeyi D Vitaminine
çevirir. Fakat problem şu ki, UV ışınları ve kanser yüzünden artık bu kaynaktan
D Vitamini almak faydadan çok zarar haline geldi. Derinin yeteri kadar üretim
yapabilmesi için yaz boyunca gün ortası gelen ışınlardan 15 dakika faydalanmak
gerekiyor.
Ancak dediğim gibi bu zararlı ve
önerilen bir şey değil. Holick bu yöntemin artık hiçbir yardımı olmayacağı
düşüncesinde. Mesela Ekim ve Mart ayları arasında istediğin kadar dışarıda
dursan da güneş ışığından yeteri kadar D Vitamini alman imkânsız. Koyu tende
bulunan melanin, D Vitamini üretimini yüzde 90 azalttığı için siyah tenli
insanlarda D Vitaminin oluşması daha zordur.
Birmingham’daki Alabama Üniversitesi
Osteoporosis Treatment and Prevention Kliniği’nden Beslenme Bilimi profesörü
Beth Kitchin, “Daha da kötüsü bu vitamin yediğimiz yiyeceklerde de pek
bulunmuyor” diyor. Sadece bazı tür balıklarda ve takviyeli süt ürünlerinde
yeteri kadar D
Vitamini bulunur. Ancak günlük ihtiyacımız olan 1.000IU ve fazlasını sadece bunlardan almak mümkün değil.
Vitamini bulunur. Ancak günlük ihtiyacımız olan 1.000IU ve fazlasını sadece bunlardan almak mümkün değil.
Yutması
kolay
Vücudundaki D Vitaminini arttırmak için güneş ışığına maruz kalmaktan başka yapabileceğin bir şey daha var. Beslenme uzmanlarına göre dışarıdan hap almak, hiçbir zaman (doğal yollardan) yiyeceklerden vitamin almanın yerini tutamaz. Ancak konu D Vitamini olduğunda iş değişiyor. Omaha, Nebraska’daki Creighton Üniversitesi Osteoporoz Araştırma Merkezi’nden Profesör Asistanı Doktor Laura Armas, “Şu durumda takviye ürünler hem daha ucuz hem de yeteri kadar aldığını anlamanın en güvenilir yoludur” diyor.
Peki D Vitamininde aşırıya kaçmak diye
bir şey var mı? Evet, mümkün ama çok rastlanılan bir şey değil. Bu vitamin
yağda çözünebilir. Yani suda çözünen C Vitamininde olduğu gibi sürekli seni
tuvalete sürüklemez. Eskiden zehirli maddelerin vücutta biriktiğini düşünen
uzmanlar konu hakkında endişeliydi. Ancak yapılan araştırmalar sonucu
bedenimizin zannedildiğinden çok daha fazlasını barındırabildiği anlaşıldı.
Holick “Ancak altı ay boyunca 10.000IU aldığın takdirde problem çıkabilir”
diyor. Zaten yeteri kadar almıyor olman daha muhtemel. D Vitamini değerini
ortalamaya çıkarman için birkaç yöntem:
İçeriğinde
en az 1000IU olan günlük multi-vitaminlerden veya
sadece D Vitamini takviyelerinden al. Buna ek olarak günde iki bardak yağsız
süt içebilirsin.
Takviyeli
yiyecek ve tamamlayıcı haplardan alırken üstünde
“D3” yazdığından emin ol. D3 derinin yaptığıyla aynı formatta. Bazı şirketler
hâlâ metabolizmadan geçmesi kolay olmayan bitki bazlı D2 kullanıyor.
Kan
değerlerini ölçtür. Özellikle ailende kalp hastalığı,
kanser ve depresyon varsa baktırmanda fayda var. D Vitamini bedeninde çok
düşükse doktorun sana gereken miktarı belirtecektir.
Derleyen: Tuğçe Tekmen
Kaynak: http://www.womenshealth.com.tr/d-vitamini-takviyesi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder